DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Türk Cumhuriyetlerinin Avrupa Birliği’yle imzaladıkları ve 12 milyar euroluk yatırım sözü aldıkları anlaşma kapsamında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanımayacaklarını beyan etmesini değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sürece müdahale edecek gücü olmadığını belirten Babacan, “Bu neden oluyor? Çünkü Türkiye'nin zayıflığından, zayıf düşmesinden kaynaklanıyor. Türkiye bu ülkelerle zaten ilişkisini geliştirmiş olsa 12 milyar euro ne ya! Türkiye zamanında gitti Yunanistan'a kredi teklif etti. Türkiye zamanında 5 milyar dolar IMF’ye kredi teklif etti” tepkisini gösterdi.

Babacan, ana muhalefete düzenlenen operasyonların Türkiye’ye birkaç günde 90 milyar zarar verdiğini belirterek, “Hukuk güvenliği yoksa ekonomi düzelmez” uyarısını yineledi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in hukuk ve ekonomi bağlantısını bildiğine inandığını belirten Babacan, ancak yönetimde güçsüz kaldığını dile getirdi. Babacan, “Bana göre istifa etmekten bile korkar” ifadelerini kullandı.

Babacan, İmamoğlu için "Şu anda Sayın İmamoğlu'nun gözaltı süreci, tutukluluk süreci, hatta diplomadan başlayan süreç aslında ağırlıklı olarak siyasi operasyondur. Bunu yargı süreci olarak doğru değildir. Çünkü bir birbirinden tamamen ayrı, dört ayrı kokunun paketlenip bir günde gündeme getirilmesi, dört ayrı konunun eşzamanlı yargı sürecine sokulması, en azından zamanlama açısından baktığımızda bir siyasi operasyondur. İşin yargı tarafı, oradaki iddialar şunlar bunlar yargının kendi süreçlerinde farklı farklı işleyebilecek ve tutuksuz yargılanarak da bakılabilecek konular" dedi.

Sırrı Süreya Önder'in tedavisi hakkında da konuşan Babacan, şunları söyledi:

"Sırrı Süreyya Önder'e gerçekten Allah'tan şifa diliyorum. Çok sevdiğimiz, Türkiye'de siyasette her kesim tarafından sevilen ve son aylarda da gerçekten ve son aylarda da çok önemli roller üstlenmiş bir siyasetçi. Umarım bir an önce eski sağlığına kavuşur, umarım ki bir an önce tedavi süreci başarıyla sonuçlanır. Türkiye çok ciddi ve önemli bir süreçten geçiyor şu anda. Terör örgütünün silah bırakması ve kendi kendini feshetmesiyle ilgili çok kritik bir süreçten geçiyor. Sırrı Süreyya Önder hem daha önceki açılım denen süreçte, çözüm denilen süreçte ve bu son süreçte çok önemli bir rol oynadı. Tabii çözüm sürecinde neler neler çekti… ‘Önce Kandil'e git görüş’ dendi, sonra 'Vay niye Kandil'e gittin?' diye hapse atıldı. Acayip acayip şeyler yaşandı Türkiye'de maalesef. Ben kendisine Allah'tan acil şifalar diliyorum. İnşallah düzelir, kalbi barış için çarpmaya devam eder."